Pages

Ads 468x60px

1.20.2013

Havuza girecekler dikkat!

Havuzlar, çok kişinin ortak kullandığı alanlar olduğundan pek çok sağlık sorununa neden olabiliyor.


Enfeksiyon Hastalıkları ve Mikrobiyoloji Uzmanı Dr. Gülay Kılıç, insanların farklı salgılarıyla kirlenen ve uygun dezenfeksiyonu yapılmayan havuzların birçok enfeksiyonun bulaşmasına, ayrıca, havuz suyunun dezenfeksiyonu için kullanılan kimyasal maddelerin, suya karışan sabun, şampuan veya güneş yağı gibi maddelerin de önemli sağlık sorunlarına neden olabileceğini söyledi.
Havuzlar her ne klorlanmış olsalar da enfeksiyon etkenleri çeşitli olduğundan enfeksiyon riskinin tamamen ortadan kalkmadığının altını çizen Kılıç, "Su sirkülasyonu iyi sağlanmamış ve düzenli temizliği yapılmamış havuzlar tifo, hepatit A, ishale neden olan diğer enfeksiyonlar, mantardan idrar yolu enfeksiyonuna kadar birçok hastalığa neden olmaktadır. Havuza giren insanların hijyen kurallarına uymalı havuza girmeden önce mutlaka duş alınmalı, mümkünse ayaklar antiseptikli suyla temizlenmelidir. Kulakenfeksiyonlarını önlemek için kulak tıkaçları, göz enfeksiyonlarını önlemek için gözlük kullanılmalıdır. Deride çatlak, kesik ve sıyrıklar varsa, havuzdan çıktıktan sonra sabunlu su ile temizlenmelidir. Gözlerde konjonktivit dediğimiz kızarma, sulanma ve yanma ile seyreden göz iltihapları olabilir. Konjonktivit mikroplar dışında bizzat havuzun dezenfeksiyonunda kullanılan klor gibi kimyasal maddelere bağlı olarak da gelişebilir. Orta kulak iltihapları görülebilir ve iyi tedavi edilmediğinde kronikleşebilir.

Havuza atlamalar ciddi yaralanmalara neden olabileceği gibi sinüzit gelişme riskini arttırabilir. Başta mantar enfeksiyonları olmak üzere değişik deri enfeksiyonları görülebilir.Genital bölgenin ıslak ve nemli kalması, mantar enfeksiyonları gelişimi için hazırlayıcı bir faktördür. Bu nedenle ıslak mayoyla oturmak çok sık yapılan yanlışlardan biridir. Ayrıca kadın vajinal florasını bozarak normalde bulunan mantarları aktif hale getirerek çoğalmasına ve enfeksiyona neden olabilir. Özelikle ishal, idrar yoluenfeksiyonu, genital akıntısı olan kişilerin havuzları kullanmaları havuz enfeksiyonlarının yayılmasında çok önemli bir etkendir" dedi.

Kılıç, hem kendimizi korumak hem de başkalarına enfeksiyon bulaştırmamak için dikkat edilmesi gereken kuralları şöyle sıraladı:

"Son bir hafta içinde ishal olduysanız havuza girmeyin.
Havuz suyunu yutmayın.
Çocukları sık tuvalete götürün.
Havuza girmeden önce ve sonra duş alın.
Eğer bir havuzdan mikrop kaptığınızı düşünüyorsanız işletmecilere
 haber verin.
Bazı havuzdan kapılan hastalıkların özellikle gebeler,
 çocuklar ve immün sistemi zayıf kişilerde çok ağır geçebileceğini unutmayın.
Ciltte sıyrığı, kesiği, mantarı ve diğer enfeksiyonları olan kişiler, göz-burun-kulak enfeksiyonu olan kişiler, ishal olan kişiler, bu durumları iyileşinceye ya da geçinceye kadar havuza girilmemelidir.

Lensle havuza girmek doğru değildir. Kontak lensle suya girmek, gözün iltihaplanma ihtimalini artırır.
Havuz suyunun temiz olduğundan emin olmak için şunlara dikkat etmeliyiz:

Temiz bir havuz suyunda havuzun dibi net görülmelidir.
Havuz kenarındaki taşlar yapışkan ve kaygan olmamalıdır.
İyi klorlanmış bir suyun az bir kokusu olur. Aşırı bir kimyasal kokusu sorun olabileceğini gösterir.
Su sıcaklığı 27 dereceyi geçmemeli. Hava ile su sıcaklığı doğru oranlı olmalı, arada fazla fark bulunmamalıdır.
Havuz pompaları ve filtre sistemleri çalışıyorsa ses yaparlar,bu sesi muhakkak duymanız gerekir.
Havuz PH ve klor seviyesi 2 günde bir kontrol edilmelidir (Normal PH=7.2-7.8 arasındadır)".
Yaz aylarında muhteşem üçlü
İstanbul Üniversitesi (İÜ) İstanbul Tıp Fakültesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Anabilim Dalı öğretim üyesi Prof. Dr. Faruk Buyru, yaz aylarındaki hamileliklerde su başta olmak üzere, ayran, süt ya da az şekerli limonata gibi içeceklerin su ihtiyacını karşılamak açısından önemli olduğunu belirterek, “Gebelerin, yaz aylarında sıvı tüketiminde, gazlı ve şekerli içeceklerden kaçınması doğru olur” dedi.
Prof. Dr. Buyru, yaptığı yazılı açıklamada, yaz aylarında sıcaktan en çok etkilenenlerin başında hamilelerin geldiğini ve yaz gebeliğinin diğer mevsimlerde yaşanan gebeliklere göre daha zor geçtiğini belirtti.

MUHTEŞEM ÜÇLÜ: SU AYRAN SÜT

Gebeleri yaz aylarında en çok susuzluğun etkilediğini aktaran Buyru, şunları kaydetti:
“Yaz aylarında, günler uzun ve sıcak. Sıcak hava ve susuzluk gibi durumlar, gebeleri etkileyebiliyor. Yaz aylarındaki gebelikte, su başta olmak üzere, ayran, süt ya da az şekerli limonata gibi içecekler su ihtiyacını karşılamak açısından çok önemli. Ayrıca, gebelerin, yaz aylarında sıvı tüketiminde, gazlı ve şekerli içeceklerden kaçınması doğru olur.”
"GEBELER SIK SIK AMA AZ YEMELİ"

Prof. Dr. Buyru, gebelerin şeker ve tansiyonunun düzenli seyretmesi için sık sık yemek yemesi gerektiğini vurgulayarak, “Hamilelerin çok uzun süre aç kalmaması, sık sık yemesi gerekiyor. Bu, hamilelerin tansiyon ve şekerinin düzenli seyretmesi açısından önemli. Uzun süren açlık dönemleri sonrasında, gebenin şekerinin düşmesi söz konusu olabilir. Daha küçük öğünlerle sık sık beslenme, dikkat edilmesi gereken bir konu” ifadelerini kullandı.

Yaz aylarında hamilelerin sıcaktan bitkin düşmemeleri için uykularına da her zamankinden daha fazla dikkat etmesi gerektiğine işaret eden Buyru, şunları kaydetti:
“Uyku çok önemli. Uyku saatlerine dikkat etmek gerekiyor. Eğer anne adayı çalışmıyorsa öğlen saatlerinde 1-2 saatini uykuyla geçirebilir. Öte yandan, imkan varsa yaz aylarında yüzmek, gebeler açısından yapılabilecek en iyi egzersizlerden biridir. Fakat enfeksiyon kapmamak için ıslak mayo ile oturmamaları gerekiyor. Yazın dikkat edilecek konulardan biri de öğlen direkt güneş ışığının olduğu saatlerde dışarıda dolaşmamak ve bu saatleri istirahat ederek geçirmektir. Yaz aylarında çalışan hamileler, çalışmayanlara göre daha çok zorlanıyor. Hamileler, çok uzun süre oturarak çalışmamalı, saat başı kalkıp hareket etmeli ve sıvı tüketmeli. Ayrıca, öğlen saatlerini



1.11.2013

Büyükse risk var

Daha büyük göğüslü kadınların meme kanserine yakalanma oranının daha fazla olduğu ortaya çıktı.


16 bin kadın üzerinde yapılan araştırmaya göre memenin büyüklüğü ve genetik mutasyonun meme kanseri ile bağlantısı bulunuyor. Uzmanlar bunun sebebinin kadınlarda bulunan ve hem tümörün hem de memenin büyüklüğünü belirleyen seks hormonu östrojen seviyesi olabileceğini söylüyor.

Araştırmaya katılan kadınlara sütyen ölçüleri soruldu ve hepsinin DNA'sındaki nükleotid polimorfizem adı verilen milyonlarca küçük mutasyon incelendi. 7 genin meme ölçüsünü belirlemede doğrudan bağı olduğu,  üç genin ise meme kanseriyle ilişkisi keşfedildi. Dr. Nicholas Eriksson araştırmanın meme ölçüsü ve kanseri arasındaki bağı ortaya koyan ilk önemli araştırma olduğunu belirtti.

BEDEN KİTLE ENDEKSİ VE ÖLÇÜ İNCELENDİ


2006 yılında da Harvard Üniversitesi tarafından menopoza girmemiş 90 bin kadın üzerinde benzer bir araştırma yapılmış ve büyük göğüs ile meme kanseri arasında bağlantı ortaya çıkmıştı.
Beden kitle endeksi 25 veya daha az olan ama sütyen ölçüsü D veya daha fazla olan kadınlarda, ölçüsü A olanlara göre daha fazla meme kanseri riski altında olduğu belirlendi.

1.02.2013

Bu haberi her kadının saklaması lazım

Yeditepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Gazi Yıldırım, dünyada her yıl 274 bin kadının, rahim ağzı kanseri dolayısıyla hayatını kaybettiğini belirterek, erken tanı için yıllık muayenenin aksatılmadan yapılması gerektiğini bildirdi.
Doç. Dr. Yıldırım, yaptığı açıklamada, meme, rahim ağzı, kolon, mide, akciğer ve yumurtalık kanserlerinin, kadınlarda en sık görülen kanserler arasında bulunduğunu vurgulayarak, “Çoğu genital kanser, taranmamış kadınlarda gelişir. Üreme çağındaki kadınlarda, kitle veya kist, adet düzeninin bozulması, ara kanama, rahim ağzı, vajina ve vulvada büyüyen kitle, ülser, yara, ilişki sonrası kanama, aniden ortaya çıkan işeme ve dışkılama bozuklukları görüldüğünde kanserden şüphelenilmeli. Menopozdaki kadınlar ise vajina kanamaları ve anormal akıntı durumunda doktora başvurmalı” dedi.

HER YIL 762 KADININ ÖLÜM SEBEBİ

Dünyada her yıl 274 bin kadının rahim ağzı kanseri dolayısıyla hayatını kaybettiğini ifade eden Yıldırım, “Her yıl 493 bin kadına ise rahim ağzı kanseri tanısı konuluyor. Türkiye'de her yıl rahim ağzı kanseri dolayısıyla beklenen ölüm sayısı 762. Her yıl beklenen olgu sayısı ise bin 364” diye konuştu.

BUNLAR KANSER BELİRTİSİ

Yıldırım, kanlı, sulu akıntı, ilişki sonrası lekelenme, ağrısız adet arası kanamalarının rahim ağzı kanseri belirtileri arasında olduğuna dikkati çekerek, şunları söyledi:
“Rahim ağzı kanserinde risk faktörleri arasında HPV, erken seksüel aktivite, çoklu partner, AIDS, cinsel temasla geçen hastalık öyküsü ve sigara kullanımı yer almakta. Yapılan araştırmalar, rahim ağzı kanserine yol açan HPV DNA'sının, rahim ağzı kanseri hücrelerinin yüzde 99.7'sinde saptandığını göstermektedir.”

PAP SMEAR RAHİM AĞZI KANSERİNİN TESPİTİ İÇİN ETKİLİDİR

Rahim ağzı kanserine yol açan virüs olan HPV'nin önlenmesi durumunda, kanserin ortadan kalkma olasılığı bulunduğunu anlatan Doç. Dr. Yıldırım, “Rahim ağzı kanserinin erken tanısı için yıllık muayene aksatılmadan yaptırılmalıdır. Pap smear ve kolposkopi gereklidir. Pap smear, rahim ağzı kanserinin tespiti için etkilidir. Cinsel aktivite başladıktan sonra taramaya başlanabilir. Sonrasında da yıllık taramalara devam edilmelidir” dedi.

Yıldırım, rahim ağzı kanserinden korunmak için öncelikle hastalığın nedeninin önlenmesi gerektiğini vurgulayarak, hastalığın gelişmesi durumunda ise erken tanı ve tedavinin çok önemli olduğunu kaydetti.

TEK EŞLİLİK ÖNEMLİ

Rahim ağzı kanserinden korunmak için danışmanlık alınması gerektiğini belirten Yıldırım, “İlişkide prezervatif kullanılmalı, tek eşlilik tercih edilmelidir. Gerekli taramalar düzenli olarak gerçekleştirilmeli” diye konuştu.

Doç. Dr. Yıldırım, rahim kanserinin de en sık görülen genital kanserler arasında olduğunu ifade ederek, rahim kanserinin, genelde 60'lı yaşlardan sonra ortaya çıktığını, yine kadınlarda görülme sıklığı ön sıralarda olan yumurtalık kanserinin de genellikle ileri yaşlarda meydana geldiğini sözlerine ekledi.




Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...

Sayfamızı Beğenmenizle
Mutluluk Duyarız